19/04/2010

Eğer ben başbakan olsaydım..

1. Kesinlikle ehliyet verme işini sadece üniversitelere akredite ederdim.
2. Kesinlikle Canada yada Finlandiye usulü yerleşimi teşvik ederdim, herkes Ankara'nin batısında oturacak!
3. Tebdili kıyafetle dolaşır halkın dertlerini kendi gözlerimle görürdüm.
4.Zırt pırt ABD'ye değil sine-i millete giderdim, en azından birşeyler vermez alırdım!
5.Trafikte döner kavşak kullanmayı magandalara canlı yayında şahsen öğretirdim! Kavşağa giren yol vermez, giren önce çıkar kardeşim!
6. Sakat ve engellileri sosyal yaşama ve sokağa kazandıracak tedbirleri alırdım (bakınız ingilteredeki kaldırımlar)
7. Çok konuşmaz, çok dinlerdim..
8. Çocuklarımı Remzi Gür değil Türkan Saylan okuturdu!
9. Okan Bayülgen'i TV'den men eder, sadece radyoya mahkum ederdim.
10.Her vatandaşın her sene en az bir kitap okumasını sağlamak için yasal zorunluluk getirirdim.
11. İngilizceyi gramersiz öğreticek, öğrenciyi araştırma düşünme ve yorumlamaya teşvik edecek, erken yaşta alan seçimi yapmasını sağlayacak eğitim sistemi getirirdim.
12. Yukarıdakilerin hiçbirini yapamasam da en azından yaptığımla dediğim bir olurdu.

Devam edecek....

Eğer Başbakanı karşıma alabilseydim...

1. Neden dediğiyle yaptığının birbirini tutmadığını sorardım
2. Neden paraların küçülmesiyle paraüstünün sanallaştığını sorardım, yürürlükte kuruş göreniniz var mı?
3. Başörtülü eşleri sayesinde, yurtdışına her çıktığımda 'Türkiye'de kadınlar çalışabiliyormu? sen denize giriyormusun, içki yasakmış diye duyduk' gibi saçmalıklara beni maruz bıraktıkları için esefimi iletirdim.
4. Sanat ve kültüre önemin sadece fetih kutlamalarında havai fişek gösterisiyle verilemeyeceğini yüzüne vururdum.
5.2009 vergi rekortmenleri listesinde kaç tane akrabası ve arkadaşı olduğunu fosforlu kalemle işaretlemesini isterdim.
6. Yazarlarla, sarkıcı, radyocu, gazetecilerle değil, bu memleketi sırtlamış bizim gibi kobilerle biraraya neden gelmediğini sorardım.
7. Neden hep yandaş medyada gözüktüğünü sorardım. (Bakınız ATV)
8. Üniversitelerde neden eskisi gibi boy göstermediğini sorardım.
9. Almanya Başbakanına Türk Lisesi, ortaokulu vs için baskı yapmasının nedeninin artık Almanyada sömürecek üniversiteli Türk gençlerle doymayan cemaatinin baskısımı dır?
10. Ailecek sadece katıldıkları nikahlarla düğünlerle eğlenmelerinin 'evlilik kurumunu teşvik ve 3 çocuk' politikalarına ne kadar yaradığını sorardım. (nikahladığı çiftler kaç çocuk yapmış?)
11. Remzi Gür'ün benimde çocuğumu okutmasını sağlamasını isterdim. Malum dershane, okul masrafları artık yuva yıkıyor, can alıyor.
12. Çocuklarımı okutacağı taktirde kendisine 3 değil 30 çocuk vaadi verirdim!
13. TRT'ye bir de TRT Kadın kanalı açtırıp kadınların istedikleri gibi şekillenmelerini ne zaman yaptıracağını sorardım.

02/04/2010

milli eğitim! Geniş tabanlı eğitim!

Geniş Tabanlı Eğitim Şart:

Birgün ormandaki hayvanlar bir araya gelip "Eğitim şart" dediler ve okul açmaya karar verdiler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturdu...

Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi.

Kuş uçmanın dahil olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını istedi ve sincap da ağaca tırmanmanın ve toprak kazmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi.

Bütün bunları bir araya getirip bir müfredat yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.

Tavşan: Koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu ve tabii, ağaca tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu.

Kuş: Uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C'ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu.

Balık: Yüzmede mükemmeldi ama ne ağaca tırmanabiliyor ne de koşabiliyordu. Ne zaman bunları yapmaya kalkışsa ölecek gibi oluyordu.

Sonunda yüzgeçleri zarar gördü ve artık yüzmeyi bile yarım yamalak yapar oldu. Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı oldu....

Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün dersleri görüyordu ve bunun adına Ülkemizde halen yürürlükte olan "Geniş tabanlı eğitim sistemi" dediler.'..